Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Çocukluğu sürekli yeni şeyler üretme ve deneme heyecanıyla geçen Cavid Bayramlı, girişimci bir aileden gelmese de içinde hep bir şeyleri hayata geçirme isteği vardı. Lise döneminde birçok farklı fikri oldu, çoğu başarısızdı ama girişimcilik onun hayatının doğal bir parçasıydı. Akademik anlamda parlak bir öğrenci olmadığını söyleyen Cavid, buna rağmen Bahçeşehir Üniversitesi Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümüne yüzde 100 bursla kabul edildi. Üstelik bu bursu, akademik başarısıyla değil, o yıllarda kurduğu girişimle kazandı. Cavid, bu sayede çok erken yaşta farklı kariyer yollarının da mümkün olduğu gerçeğiyle tanıştı. Aynı zamanda Türkiye Girişimcilik Vakfı ve YGA (Young Guru Academy) mezunlarından olan Cavid, “Lise yıllarımdan itibaren farklı sektörlerdeki girişimcilik denemelerimden biri de teknolojik yol çizgi boyası fikriydi. O girişimimizin başarısızlıkla sonuçlanması aslında Wastespresso’nun temellerinin atılmasına zemin hazırladı” dedi.
class=”medyanet-inline-adv”>
KENDİNE SORDUĞU BİR SORU GİRİŞİMİN ADIMLARINI ATTI
“Önceki girişimim Robust Dye başarısız olunca kahve sektörüne yöneldim” diyen Cavid, “Birkaç kafede baristalık deneyimim oldu ve bu tutkumu faydaya dönüştürmek istiyordum. 2020’nin başlarında sürdürülebilirlik, özellikle büyük markalar arasında gündeme gelmeye başlamıştı. Çalıştığım kafede yabancı müşterilerimizden sık sık kağıt pipet şikâyeti alıyorduk, pipetler hızla yumuşuyor ve kullanışsız hale geliyordu. Bir yandan da her gün kafeyi kapatırken büyük miktarda kahve posasının çöpe gittiğini görmek beni düşündürüyordu. ‘Soğuk kahveyi kağıt pipetle içmek yerine, neden kahvenin kendisinden yapılmış bir pipetle içmeyelim?’ sorusu aklıma düştü ve Wastespresso’nun ilk adımları böyle atıldı” diyerek süreçle ilgili şu bilgileri verdi:
class=”medyanet-inline-adv”>
“Öncelikle kahve posalarının toplanmasıyla süreç başlıyor. Ardından patentli prosesimizle bu atıkları ileri dönüştürüyoruz. Ortaya çıkan biyogranüller plastik endüstrisine alternatif bir hammadde olarak kullanılıyor. Böylece hem çevresel atığı azaltıyor hem de sürdürülebilir ürünlerin hayatımıza girmesini sağlıyoruz. Kahve, ‘mikro atık’ olarak nitelendirilen bir atık türü. Yani tek seferde tonlarca kahve posası toplamak mümkün değil. Mikro operasyonlarla sürekli yönetilmesi gerekiyor. İlk aşamada kahve posasının yüksek nem oranını sistematik bir şekilde azaltmak büyük bir zorluktu. Bunu çözdükten sonra da kahveyi biyokompozit olarak kullanılabilir hale getirmek için yaklaşık bir yıl süren yoğun Ar-Ge çalışmaları yaptık. Bu süreçte defalarca başarısız olduk ama sonunda istediğimiz sonucu elde ettik. 2024 yılında 26 ton kahve posasını ileri dönüştürdük ve 40 ton karbondioksit tasarrufu sağladık. 2025’in ilk yarısında ise 18,3 ton kahve posasını döngüsel ekonomiye kazandırarak 21.281 kg karbondioksit emisyonunu azalttık.”

‘ÖNCEKİ GİRİŞİMLERİMİN HEPSİNDE BAŞARISIZ OLDUM’
İlk zamanlarda başarısızlıktan korkup, korkmadıklarını sorduğumuz Cavid, “Aslında bugünlere gelmemizin en büyük sebeplerinden biri cesur ve korkusuz bir ekibe sahip olmamız. Belki çok fazla deneyimimiz olsaydı bu işe hiç başlamazdık. Deneyimsizlik bize umut verdi, öngörülemezlik bize cesaret kattı. Henüz yolun başında olduğumuzu düşünüyoruz ama hedefimiz çok net. Dünyanın en büyük kahve posası yönetim şirketi olmak” bilgisini paylaştı.
Önceki girişimlerinde başarısız olduğu için ailesinden olağanüstü bir destek görmediğini ama aynı zamanda üzerinde baskı da kurulmadığına dikkat çeken Cavid, “Bu sayede erken yaşta risk alma ve karar verme mekanizmam gelişti. En büyük desteği ise en yakın arkadaşım Kerem’den aldım. Beraber bu yola çıkmak benim için çok kıymetliydi. Üniversitedeki bazı hocalarım da bana inanarak destek oldu ve çeşitli yarışmalara birlikte hazırlandık” ifadelerine yer verdi.
Üç ana ürün ve hizmetlerinin olduğuna değinen Cavid, “Bunlardan biri, bean to green dediğimiz, ofislerden kahve posalarının toplanması ve aylık karbon raporlaması. Artık organik olarak büyüyen ve 50’den fazla yerli ve global şirketin tercih ettiği bir hizmet haline geldi. Diğeri espresso granüle, kahve posalarının biyohammaddeye dönüştürülmesi. Plastik sanayisine alternatif hammadde sunuyoruz. Müşterilerimiz bu hammaddeleri kendi ürün portföylerinde kullanabiliyor. Bir diğerinde de çok kullanımlık bardak, pipet gibi sürdürülebilir ürünler üreterek otellere, kurumsal firmalara ve çeşitli sektörlere tedarik sağlıyoruz” diye konuştu.
class=”medyanet-inline-adv”>

‘YURT DIŞINDA DA AR-GE MERKEZLERİ KURMAYI PLANLIYORUZ’
“Önümüzdeki dönemde üretim kapasitemizi her yıl en az iki katına çıkarmayı hedefliyoruz” diyen Cavid, “Bugün ağırlıklı olarak biyogranül ve belirli son ürünler üretsek de, ürün çeşitliliğimizi artırarak farklı sektörlerde daha geniş kullanım alanı yaratacağız. Teknolojik altyapımızı sürekli geliştirmek için hem Türkiye’de hem de yurt dışında Ar-Ge merkezleri kurmayı planlıyoruz. Ayrıca global iş birlikleriyle, büyük üreticilerin sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlamak ve kahve atığını dünyanın farklı noktalarında değerli bir kaynağa dönüştürmek istiyoruz” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
“Yeni girişimcilere en önemli tavsiyem azim ve kararlılık. Engeller karşısında pes etmemek, risk almaktan çekinmemek ve ‘Hayır’ cevabını kabul etmemek gerekiyor. Konfor alanından çıkıp cesur adımlar atabilmek, hedefe ulaşmak için alternatif yollar geliştirebilmek girişimcilik yolculuğunun olmazsa olmazları.”
.